13 Ağustos 2015 Perşembe

Sınıf Arkadaşım ATATÜRK




Kitap Ali Fuat Cebesoy'un Mustafa Kemal Atatürk ile ilgili Harp Okulu ve ilk subaylık zamanları anılarını yazdığı önemli tarihi bir kitaptır. Kitabın eksiği çok geç yazılmış olması bana göre. Tabi o sıcak zamanlarda yazılması da zor tarihe bakıldığında.

Ali Fuat Cebesoy

Ali Fuat Cebesoy Osmanlı İmparatorluğunun son döneminde önemli hizmetler vermiş, Milli Mücadeleye katılmış ve Türkiye Cumhuriyeti devletinde hizmetleri bulunan önemli bir tarihi kişiliktir. Mustafa Kemal Atatürk ile yakın arkadaş olmaları ve aynı zamanda okul arkadaşı olmaları da ayır bir önem taşımakta. 

Ailesinde bir çok asker olan Ali Fuat Cebesoy'un dedesi ve babası da askerdir. Türkiye'nin ilk bayındırlık bakanı olan E.Korgeneral İsmail Fazıl Cebesoy'un oğludur. İsmail Fazıl Cebesoy ile ilgili hatıraları da kitapta bulacaksınız.

Mustafa Kemal Atatürk ile Harp Okulunda başlayan arkadaşlıkları ilerleyen zamanda dostluğa dönüşmüş ve Mustafa Kemal Atatürk ölünceye kadar devam etmiştir. Kendisininde dediği gibi Meclisin ilk yıllarında çıkan bazı siyasi tatsızlıklar sonucu fikir ayrılıkları olmuş. Ama sonuçta hep dost kalabilmişlerdir. 

Kitapta hayliyle Osmanlı İmparatorluğunun son dönemindeki yaşam ve daha sonra savaşlar hakkında bilgi de edinebiliyoruz. Subay zamanlarında girdikleri savaşlar, İttihat ve Terakki Cemiyeti üyelikleri ve bir çok konuda anılarını anlatmakta.

Ali Fuat Cebesoy Florya Köşkünde Atatürk ile birlikte


Ali Fuat Paşa bir kaç son dönem anısını aktardığında gördüğüm şey Atatürk'ün yalnızlığı oldu ve beni hüzünlendirdi. Atatürk yalnız kalmamak  için arkadaşlarına her zaman gelmelerini söylermiş. Bir diğer yanı da Atatürk'ün bu baskılardan kaçmak için planladığı kaçma planları. Bir çok yerde okuyacağınız bu kaçma planı ve eylemini burada da rastlayacaksınız. Bunların yanında arkadaşlarını örgütleyen, düşünen, planlar kuran, hırslı Atatürk'ün ilk zamanlarına da şahit olacaksınız. 

Türk tarihinin sıcak noktası olan Osmanlı İmparatorluğunun çöküşü ve yeni doğan Türkiye Cumhuriyeti zamanını anlatan önemli bir eser. Bu zamanda yaşamış hayatlarını imparatorluğu kurtarmak için oradan oraya savaşlarla geçirmiş iki önemli şahsiyet hakkındaki anıları okuyacaksınız. Mutlaka okuyun derim. Kitabı yeni baskısında almama sebebim son basımlara artık biraz tereddüt ile yaklaşır oldum. Yayın evleri kendi kafalarına göre sadeleştirme adına bir çok tahribat yapıyorlar. Bulsam daha eski basımını bile alabilirdim kitabın. Yine size kalmış yayın konusunda tercihiniz. 

4 Ağustos 2015 Salı

Türk Mitolojik Sistemi 2




Türk Mitolojik Sistemi 1 kitabında mitolojik olarak temel kavramlar üzerine durulmuş bir eserdi. Kitabın 2.cildinde ise daha çok iyeler, tösler yani ruhlar üzerine durulmuş. Daha önceki kitapta bahsettiğim gibi Türkler canlı ve cansız her şeyin bir ruhu olduğuna inanırlar. Bu ruhların bazılarını kutsal sayarak ona saygı gösterirler, törenler düzenlerler ve kurbanlar sunalar. Bundan dolayı araştırmacılar Türklerin bu törenlerini tanrılara yaptıkları kurban sunma ve saygılarını gösterme şekilleri ile karıştırarak bu ruhları da Türk inanç sistemi içinde tanrı mertebesine koyarlar. Aslında öyle olmadığını araştırdıkça görülmektedir.

Türk mitolojisinde dediğimiz gibi bir çok ruhlar var. Bu ruhlar diğerleri arsından öne geçerek kültür içinde daha önemli hale gelmiş. Bunlardan bir tanesi de Umay Ana. Umay Ana'yı bazı araştırmacılar Tanrı mertebesine koymalarına rağmen o mertebede olmayan bir ruh. Bu ruh bebeklerin, hamilelerin koruyucu olarak geçer. Türklerde zaman geçtikçe bazı ruhların işlevi ve bulundukları konumları değişebiliyor. Bir dönem iyi olan bir ruh belli zaman sonra demon olarak görülmeye başlanabiliyor. Bunun temel araştırmalarının yapılması daha iyidir. Mesela bugün kötü olarak düşünülen bir ruh yada inanç eski zamanlarda iyi olarak inanç sisteminde bulunuyor olabilir.

Türklerde diğer önemli iyelerden bir tanesi de ateş iyesidir. Türkler ev ateşine büyük önem verirler ve onu kutsal sayarlar. Çadırda yakılan bu ateşin asla sönmesine izin vermezler. Eğer sönerse herhangi bir ateşten gidip alınmaz. Başka bir ev ateşinden tekrar yakılır. Ev ateşine saygı gösterirler ve ona bazı zamanlarda saçılar saçar, bazı yiyecekler sunarlar. Daha geniş olarak kitapta anlatılmaktadır. Bazı araştırmacılar Türklerin ateşe karşı tavırlarını Zerdüşlük de ki tapma ile aynı olduğunu savunmuşlar. Hatta ateş kültünün Zerdüşlükten Türklere geçtiğini savunmuşlar. Türkler ev ateşinin kutsal olmasından yana ateşin bazı özellikleri olduğuna inanırlardı. Ama ateşe tapma gibi bir eylemleri yoktur. Ateşi fiziksel ve ruhsal olarak bir temizleyici saymışlardır.  Hakanların yanına girmek isteyenleri iki ateş arasından geçirerek temizle ve kötü ruhları uzaklaştırdıklarını inanırlardı. Buna karşı çıkanları öldürdükleri bile görülmüş. Ateşin temizleme özelliği Türkler için çok önemli bir husus olarak görülmekte. 

Bir çok doğa olayının ve doğada bulunan cismin iyesi olduğunu söylemiştik. Bunlar orman,dağ, ağaç, yağmur, yıldırım, taş vs gibi bir çok şeyin iyesi vardır. Bunlar arasında ileride okuyacağım Türklerde çok ayrı bir yere sahip olan taş iyeleridir. Türklerde Yada taşı adında yağmur yağdırdığına inandıkları bir taş kültü vardı. Bu o kadar önemli bir hale gelmiş ki mitolojik bir çok unsura sahip olmuş zaman içinde. Yada taşı hakkında sadece Türk kaynaklarında değil, komşu ve seyyahların anlatımında da var olduğu görülmektedir. Hatta bu taşın yağmur, kar yağdırdığı tasdik ediyorlar. Bu taşın nasıl ortaya çıktığı konusunda bir çok hikaye var. Bunun İslam öncesi varyantı ve İslam sonrası varyantı bulunmakta. Bizim kültürümüz için çok önemli bir cisim olan yada taşı zamanla unutulmuş. 

Günümüzde bir çok eski Türk inancı ve kültür ögesi yaşamakta. Bunların bazıları İslam kültürü içine sokularak yaşatılmaya devam edilmiş. Bazıları da kültür ögesi olarak yaşamaktadır. Günümüzde bu inançları bağtıl olarak sayarak silmeye çalışılmaktadır. Bunlar bir din değil bir kültür ögesidir. Bundan dolayı korunması, kültür içindeki yerlerinin belirlenmesi gerekir. Kitapta iyeler, tösler, demonlar üzerine çok geniş bir araştırma mevcut. Türk mitolojisinde şimdiye kadar karşılaştığım bu konudaki tek kitap. Meraklı olanlar tavsiye ederim bu konuyu anlamak için.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...