26 Ekim 2015 Pazartesi

Miken Uygarlığı ve Ahhiyawa



Minos ve Miken Uygarlıklarını merak edip okumaya başlamıştım. Minos Uygarlığı ile ilgili Türkçe bulunan tek kaynağı burada aktardım. Miken Uygarlığı ile de ilgili fazla bir kaynak olamadığı için olanları okuyarak ikinci kitaba geldik. Daha önce fark etmediğim yalnız şimdi farkına vardığım bir tarihi bağlantıyı da anlamış oldum. Merak ile başlayan bu okuma kolu aslında Troya'lılara saldıran Mikenlileri anlamak için güzel bir bakış açışı oldu. Bunun yanında tabi Yunan kültürünün gelişim çağlarını öğrenmek içinde. Burada Yunan kültürü derken onların dediği gibi Minos Kültürü onlara ait değildir. Bunu Minos Uygarlığı yazısında aktarmıştım. Yunanlılar dünyada kültür yağmacılığı yapan, bunu dünyaya kendilerinin olduğunu iddia eden ve Avrupayı buna inandıran tek millet. Yada Avrupa bilerek görmek istemiyor, bu daha akla yatkın. Bununla ilgili araştırmaları zaman içinde burada sunacağım.

Akhalar Yunanistan karasına MÖ 1650 dolaylarında gelerek, Miken bölgesinde bulunan halkları yönetimleri altına aldı. Burada gelişerek ve etraftaki kültürler ile bağlantı kurarak kültürlerini geliştirdi. Bir diğer görüşte Miken bölgesindeki halkların kültürlerini benimsedikleridir. Denizcilikte gelişmeye başlamaları ile birlikte; Anadolu, Mısır, Yunan karası ve çevre adalar hatta Minos Uygarlığı ile irtibata geçtiler. Ticaret, kültür ve çeşitli ustalıkları öğrendiler ve kendi topraklarına taşıdılar. Giderek güçlenen bu kültür Minos Uygarlığının yaşadığı çeşitli doğal felaketler sonucu zayıflaması ile, Girit'i kendi hakimiyeti altına aldı. Minos Uygarlığı kitabında bunun nasıl olduğu daha tartışmalı olarak verilmiş. Mikenler savaşçı olarak nitelenen bir toplum ve çok katı bir sosyal düzenleri var. Minos Uygarlığının bu doğal felaketler sonucunda zayıflaması ile işgal etmiş olabilirler. Diğer ihtimal ise evlilik yoluyla olduğu düşünülüyor. MÖ 1400 Minos Uygarlığının çökmesi ile burayı ele geçiren Mikenler, çok büyük bir ticaret ağına ve gelişmiş bir kültürü ele geçirmiş oldular.


Haritayı biraz açıklama ihtiyacı duydum. Koyu kahve ile gösterilen Ege denizinde bulunan adalar MÖ 2500 - 1900 Kiklad Adalar kültürü, Toprak kavesi (Girit Adası) MÖ 2000-1400 Minos Kültürü, Kum kahvesi ile çizilen sınır alanı MÖ 1600 - 1100 Miken kültürü ve kendi bağlı olan bölge. Eski Çağ Uygarlıklarını düşünürken Miken, Minos, Troya, Hitit, Ur gibi isimler kullanıyoruz. Buraları bugünkü anlayış ile düşünmemek gerekiyor. Bu bahsedilen yerlerin hepsi bir şehirdir ve kendi etki ettikleri bir alan vardır. Haritadaki kırımızı alan Mikenlilerin etki alanı.


Bu miraslardan en büyüğü ekonomik olarak miras aldıkları ticaret yolları ve ilişkileri oldu. Bu Mikenlilerin hızla büyümelerine ve güçlenmelerini sağladı. Diğer en büyük etki ise Minos Uygarlığı'nın geliştirdiği Linear A yazısını kendi dillerine uyarlamaları oldu. Bu yazı tipine Linear B yazısı denmekte ve günümüzde çözülmüş kabul edilmekte. Fakat halen bazı şüpheler var. Yapılan kazılarda çıkan tabletlerin deşifresi neticesinde tabletlerde daha çok ekonomik faaliyetlerin kaydının tutulduğu belirlenmiş. Kendi dönemlerindeki medeniyetlerin aksine hiç kral yıllıkları, devlet sistemi, dini yazılar gibi bilgileri yazıya geçirmemişler. 

Mikenlilerin devlet sistemini, dinlerini ve neye inandıkları arkeolojik olarak anca belirlenebiliyor. Bunlarda tabi diğer medeniyetlerde olduğu gibi açık şekilde olmuyor. Yazılı kaynak gerçekten çok şey ifade ediyormuş. Minos ve Miken'i okuduktan sonra bunu anladım. Miken şehirlerinin en belirgin özelliği şehirlerin büyük surlarının olaması. Yöneticinin ise tam korunaklı bir kalede şehir içinden bile ulaşılması zor bir kalede yaşaması belirgin özellikleri.

Miken 

Miken Uygarlığı bilindiği gibi Troya'ya saldırarak buradaki savaşı kazanmış ve o dönem Troya'nın sonunu getirmiş. Bu konu Troya konusunda değineceğim. Hızlı bir yükselişten sonra MÖ 1200'lerde Dor yada Deniz Kavimleri istilası sonucunda yok olmuşlardır. Daha sonra bu şehirlerde kimse yaşamamış yada nüfus çok fazla düşmüş. 

Elimizde Miken Uygarlığı ile ilgili fazla bir kitap yok. Birinci kitap bu uygarlığın nasıl bulunduğunun hikayesini anlatıyordu. Bu kitap ise daha ayrıntıya giriyor. Fakat dediğim gibi yazsının olmaması çok şey değiştiriyormuş gerçekten. Sadece kremik ve arkeolojik buluntulara göre bir medeniyeti incelemek biraz yavan kalıyor. Merak edenlere bu kitabı okuyabilirler. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...