Bu çalışma yazar
tarafından Atatürk’e zamanında hazırlanıp sunulmuş bir eser. Elde olan verileri
inceleyerek, bir araya toplayarak ve öne sürülen bazı bilgileri tenkit ederek
ortaya çıkmış. Biliyorsunuz Cumhuriyet kurulduğu ilk yıllarda Türk Tarihi
çalışmalarına önem verilmiş. İslamdan önce ve sonraki Türklerin ananeleri ve
tarihleri konusunda bir çok çalışmaya destek verildi. Eski Türk inancı da
bunlardan bir tanesini oluşturmakta. Geçmişi anlamadan günümüzü anlamanın güç
olduğu bilen Atatürk günümüz geleneklerinin nereden geldiğini merak edip, bu
konularında araştırılmasını istedi.
Bunun sonucunda çeşitli
çalışmalar yapılsa da devamlılığı gelmediği için belli bir aşamada da kaldı.
Günümüzde de bu konular üzerinden fazla araştırma yapılmaması nedeniyle konu
kısıtlı bir araştırma çerçevesinde kaldı. Bende bu kısıtlı alanda size
şamanizm’in ne olduğunu anlatmaya çalışacağım.
Her şeyin bir temeli
olduğu gibi inançlarında bir temeli bulunmakta. Kitap ilk olarak bu temeli
anlatmakla başlamış. Yazarın burada görüşünü de ortaya koyarak bir şeyleri
anlatmak daha yararlı olacaktır kanımca. Yazar Şamanizm’in kurumsal bir din
olduğu görüşünü savunmakta. Türk milletinin ilk inançlarını ne olduğunu temel
Şamanizm hangi şartlarda ortaya çıktığını anlatıyor. Animizm, Totemizm, Natürizm
ve en sonda Şamanizmin devirler içinde nasıl oluştuğunu açıklamaya gayret
göstermiş. Şamanizm ilk gelişmesinden sonraki devirlerde ne şekilde insanlar
içinde bir inanç şeklinde yayıldığına değiniyor. Diğer kitaplarda olduğu gibi
benzer unsurlara da değinmekte. Ne tür törenler düzenledikleri, Gök Tanrı,
Yer-su, giyimleri, davulları, ateş kültü, yada taşı, sihir yetenekleri gibi
şamanlığa ve eski Türk inançlarında bulunan gelenekleri ve inançları açıklamış.
Bunların çoğunu mitoloji kısmında ve Gök Tengri inancı içinde size açıklamaya
çalışmış ve kaynaklar vermiştim.
Türkler var oldukları
zaman içinden günümüze kadar birçok dini benimsediler. Fakat bunlardan İslam
hariç diğer hiçbir din kaidesine Gök Tanrı ve Şaman gelenekleri kadar bağlı
kalmadılar. Hangi din içine girseler bu inançlarını onlara uydurarak yok
olmasını engelleyip yaşamasını sağladılar. Türkler Müslüman olduktan sonra da
eski inançlarını korumayı ve Müslümanlık içine yerleştirip yaşamayı sürdürdü.
Öyle bir hale geldi ki halk fark etmeden yaşadıkları ananelerin eski
inançlardan geldiği unutup direk onun İslam içinde mevcut olduğu inanarak
yıllardır korudular. Son devirlerde
bunun en büyük örneklerden biriside Alevilerin yaşattıkları geleneklerdir.
Kitapta Alevilik’in nasıl eski Türk inancından ve Şamanik gelenekten gelişerek
islam ile birleşip meydana geldiğini anlatmakta. Yaşanan geleneklerin hangi
eski kaidelerden günümüze kadar geldiğini örneklerle göstermekte. Alevilik
günümüzde de devam eden inanç sisteminden bir tanesi ve ne yazık ki hem
ülkemizde yaşan bir çok insan ve bu inanca sahip kişiler bunun temellerini bilmemekte.
Bu bakımdan bu eser güzel bir örnek olmakta. Alevilik eski Türk inançlarının
bir devamı olduğunu belirtmeliyiz. Günümüzde de sadece Türk toplulukları içinde
olduğunu da söylemek lazım. Farklı toplulukların içinden bu tür bir söylem
çıktığında ise şüpheyle bakılmalıdır benim kanaatime göre.
Şamanlığın dünyada
çeşitli yerlerde görülmesini, ilk doğuş yerinin Orta olması nedeniyle yayıla
evresinin buradan olduğu kanaatine varmış yazar. Orta Asya da meydana gelen
dinlerin köklerinde şamanik unsurlar olduğunu da savunmakta. Zerdüşlük ve
Hirstiyanlık ile karışarak bu dinlerde farklı mezhepler oluşturmuş. Aynı bizde
Alevilikte olduğu gibi. Müslümanlık içinde insanın gündelik hayatındaki kültür
aktivitelerinin içinde günce olarak yaşayan Şamanizm kendini Müslümanlık içine
adapte ederek yaşamaya devam etmiş. Bunu daha önce söylemiştim.
Eski Türk inançlarını
Müslümanlık içinde yaşadığını çeşitli kitaplarda örnekler göstererek
anlatmıştım. Şamanzm konusuna da yeni girerek bu kitaplarda Şamanizm Türkler
tarafından ne kadar benimsendiği, tam teşekkülü bir inanç mı yoksa yardımcı bir
unsur mu olduğunu araştıracağım. Bu kitapta zamanında yapılan ilk
araştırmalardan biri olması sebebiyle okunmanızı öneririm.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder