30 Mart 2020 Pazartesi

Türk Kültüründe Kadın Şaman



Türk kültüründe kadın şaman konusunda elimizde ki kaynaktan başka eser yoktur. Yapılan akademik çalışmalarda genel olarak şamanlık kültürü incelemektedir. Kitap olarak sunulmuş daha önce burada da size aktarmış olduğum eserlerde kadın şaman konusu değinilmemiştir. Yazarın şamanizm ile ilgili diğer kitaplarını da bitirdikten sonra artık son olarak bu eseri kaldı konu hakkında. Diğer kitaplarda şamanlık ve eski Türk inançlarının şuan yaşadığımız kültüre ne kadar büyük etkisi olduğunu. Bu kültürün aslında fark etmesek de yaşamaya devam ettiğini çok kez tekrar ettim. Kadın şaman konusunda aslında fark etmediğimiz kültür ögeleri günümüzde de yaşamaya devam etmekte.


Türklerde şamanlık anlayışının ilk çıktığı zamanlar daha anaerkil bir döneme denk gelmektedir. Yazılı kaynaklarda geçen tarihte genellikle erkek şamanlardan bahsedilse de bunlardan önce ilk şamanlar kadınlar olmuştur. Bunlarla ilgili mitoloji ve anlatılar bulunmaktadır. Şamanlığın kadınlarda başlaması daha sonra sosyal yapının değişmesi ile erkeklere geçmiştir. Ama şamanlık görevi cinsiyete bağlı bir işlev yürütmemiştir. Hem erkeklerin hemde kadınların şaman olabilirler. Genel olarak erkek ve kadın şamanların işlevleri aynıdır. Fakat kadın şamanların bazı özellikleri erkeklerde bulunmaz. Şamanların en güçlüsünün kadın olduğu her zaman vurgulanır. Bundan dolayı erkek şamanlar ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar. Hiç bir vakit kadın şamanlar kadar güce erişemezler. Buda anaerkil bir toplumdan geçişi gösteren unsurlardan bir tanesidir. Manyak denilen elbisenin erkek şamanlar tarafından kullanılması, saçların uzatılıp örülmesi kadın şamanlardan erkek şamanlara geçen unsurlardır. Kadın şamanlar genel olarak hastaları iyileştirmek, ölen insanların ruhunu öteki dünyaya taşımak, kısırlığı tedavi etmek, fal bakmak, evi kötü ruhlardan temizlemek, kurban sunmak, mevsim ritüellerini yapmak, sığırlara ve atlara zarar veren ruhları kovmak, yağmur yağdırmak, koruyucu amuletler yapmak gibi aslında erkek şamanların yaptığı her şeyi yapmaktadırlar. Bunların yanında şaman olma ritüelleri, eğitimi, toplum içindeki konumları şamanlık konusunda ki ile aynıdır. Bunda da aslında şamanlığın bir cinsiyete bağlı kurum olmadığı anlaşılıyor.

Kadın şamanların bir çok özelliği erkek şamanlara devretmesiyle etkisi azalmış gibi gözükebilir. Daha öncede bahsettiğimiz gibi şamanlık kendini islam kültürü içinde de devam ettirdiği için. Kadın şamanlık da kendini devam ettirmiştir. Bugün etrafımıza baktığımızda aslında bunun kültür içinde yaşadığını görebilirsiniz. Kadın şamanlık konusu çok özel bir konu, en eski kültür ögelerinden gelmekte. Bu konuyu merak edenlerin okumasını tavsiye ederim.

8 Mart 2020 Pazar

Ana Hatlarıyla Türk Şamanlığı



Artık şamaniz konusunun sonlarına doğru gelmekteyim. Öğrendiğim ana temel şey var ki buda halen Türklerin hangi coğrafyada olursa olsunlar, hangi inancı benimsemiş olsunlar eski kültürlerinden geleneklerini devam ettirdikleri oldu. Müslüman olan Türkler ise eski Gök Tanrı inancını ve şamanik gelenekleri islam kültürüne sokarak bunu sanki islamın bir parçası haline getirerek yaşatmaya devam ettirdiler. Bu konuyu inceledikçe şuan yaşadığımız bir çok olayın şamanik kültürün evrilmesi sonucu olduğu gördüm. 

Diğer bir husus ise diğer yazılarda belirttiğim gibi Türklerin eski dinlerinin şamanizm olduğu üzerine bir yanılgının yaygın olarak devam etmesi. Bu araştırmada da bu konunun bütünüyle yanlış olduğunu gördüm.

Bu kitapta ise diğer kitaplarda bahsedilen şaman kavramı, şamanik yolculuk, şaman olmak ve bunun aşamaları üzerine duruyor. Eski kültürde şaman olmak iki türlü meydana geliyor. Bunlardan bir tanesi ve en güçlüsü olan soydan gelen şamanlık görevi. Diğeri ise başka güçler tarafından kişinin şaman olarak seçilmesi. Burada şaman olarak seçilen kişi artık litaratüre bile şaman hastalığı olarak geçmiş farklı bir ruh haline bürünüyor. Bu seçilmeden ruhlar şamanın ruhunu belli bir kutsal yere götürerek orada kemiklerini etinden ayırıyorlar. Kemiklerin miktarı kişinin şaman olmasından önemli bir etken olarak görülüyor. Kemikleri sayan ve sonra tekrar dizen ruhlar, daha önce yüzmüş oldukları etleri çeşitli işlemden geçirdikten sonra tekrar şamanın bedenine yerleştiriyorlar. Burada artık şaman farklı yeteneklerle bürünmüş olarak tekrar doğuyor. Artık göğün 7 katına çıkabilir, yer altına inebilir, doğa ile konuşabilir, ruhlarla bağlantıya geçebilir, kimsenin duymadığını duyar ve kimsenin görmediğini görebilir. Bundan sonra şamanın bir çok olay meydana geliyor. Hocasından yani bir başka şamandan şamanlığı öğrendiği gibi bir ruhtan gizli öğretileri de öğreniyor. Bu bir olabildiği gibi birden fazlada olabiliyor. Dişi bir albastı olduğu gibi bir hayvanda olabiliyor. Daha önceki kitap tanıtımlarında da bahsettiğim şamanın üzerindeki ve davulunda ki simgelerin hepsinin bir anlamı vardır. Bunlar kendilerini korumaya yaradığı gibi, hayvan ruhunu simgeleyen eşyalarda olabilir. Bu eşyalar kişiye, boya ve coğrafyaya göre değişmektedir. Aynı şekilde şaman davulunda da geçerlidir.

Şamanlarda sık olarak gözüken aslında temelinde yatan bir hususta şamanların cinsiyet değişimi yada kadın gibi giyinmeleridir. Bu olaya araştırmacılar farklı yorumlar getirmeye çalışmışlar. Şamanlar hem gökte hemde yer altına gidebildikleri için buradaki ruhlara göre erkek yada kadın olmaları gerekmektedir. Ruhların cinsiyete göre yaklaşımlarının farklıdır. Diğer bir görüşte şamanlığın aslında anaerkil bir yapıda ortaya çıktığıdır.  ilk şamanların kadın olması ve kadın şamanların aslında en güçlü şamanlar olmalarından dolayı onlara benzeme düşüncesi yatmaktadır. Şamanlık zaman içersin de avcılığın erkeklere geçmesi, demir işlemeciliğinin erkekler tarafından yapılmaya başlanması ile demirin kutsiyet kazanmış, toplum içersin de erkek egemen düşünce armış, demirci şamanlar ve ardından erkek şamanlar ortaya çıkmıştır.  Şaman giysilerinde bulunan erkek ve kadın motiflerinin ilk düşünceye daha fazla ihtimal olduğunu düşündürmektedir. Bundan sonraki okuyacağım kitapta kadın şamanlar hakkında daha fazla bilgiye edineceğim. Onuda size aktaracağım.

Şamanlığın sonradan Türk kültürüne girdiği belirtisi olarak eski inanıştaki ögelerin şamanizm  içibde olmamasıdır. Gök Tanrı'ya adak sunmak, atalar kültü, iyeler, ikizler olgusu, şamanizm yoktur. Bunlardan dolayı şamanlık rahiplik rolü yerine zaman içinde icracı rolüne geçmiştir.

Kitabın birinci kısmında şamanları açıklarken ikinci kısmında şaman'ın tarihte ki yerinin nereden geldiğini irdelemektedir. Tarihte nereden çıktığı, isminin manası, kültür içindeki yerini anlatmaktadır. Geniş manada bilgi almak isteyenlere tavsiye edeceğim bir eser. Genel olarak Şamanizm üzerine yazılanlar bölgesel araştırmalar olmakta. Şamanzim aslında bölgeler arasında değişse de genel olarak okumak daha uygun olacağını düşünmekteyim. 
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...