Türk Mitolojik Sistemi 1 kitabında mitolojik olarak temel kavramlar üzerine durulmuş bir eserdi. Kitabın 2.cildinde ise daha çok iyeler, tösler yani ruhlar üzerine durulmuş. Daha önceki kitapta bahsettiğim gibi Türkler canlı ve cansız her şeyin bir ruhu olduğuna inanırlar. Bu ruhların bazılarını kutsal sayarak ona saygı gösterirler, törenler düzenlerler ve kurbanlar sunalar. Bundan dolayı araştırmacılar Türklerin bu törenlerini tanrılara yaptıkları kurban sunma ve saygılarını gösterme şekilleri ile karıştırarak bu ruhları da Türk inanç sistemi içinde tanrı mertebesine koyarlar. Aslında öyle olmadığını araştırdıkça görülmektedir.
Türk mitolojisinde dediğimiz gibi bir çok ruhlar var. Bu ruhlar diğerleri arsından öne geçerek kültür içinde daha önemli hale gelmiş. Bunlardan bir tanesi de Umay Ana. Umay Ana'yı bazı araştırmacılar Tanrı mertebesine koymalarına rağmen o mertebede olmayan bir ruh. Bu ruh bebeklerin, hamilelerin koruyucu olarak geçer. Türklerde zaman geçtikçe bazı ruhların işlevi ve bulundukları konumları değişebiliyor. Bir dönem iyi olan bir ruh belli zaman sonra demon olarak görülmeye başlanabiliyor. Bunun temel araştırmalarının yapılması daha iyidir. Mesela bugün kötü olarak düşünülen bir ruh yada inanç eski zamanlarda iyi olarak inanç sisteminde bulunuyor olabilir.
Türklerde diğer önemli iyelerden bir tanesi de ateş iyesidir. Türkler ev ateşine büyük önem verirler ve onu kutsal sayarlar. Çadırda yakılan bu ateşin asla sönmesine izin vermezler. Eğer sönerse herhangi bir ateşten gidip alınmaz. Başka bir ev ateşinden tekrar yakılır. Ev ateşine saygı gösterirler ve ona bazı zamanlarda saçılar saçar, bazı yiyecekler sunarlar. Daha geniş olarak kitapta anlatılmaktadır. Bazı araştırmacılar Türklerin ateşe karşı tavırlarını Zerdüşlük de ki tapma ile aynı olduğunu savunmuşlar. Hatta ateş kültünün Zerdüşlükten Türklere geçtiğini savunmuşlar. Türkler ev ateşinin kutsal olmasından yana ateşin bazı özellikleri olduğuna inanırlardı. Ama ateşe tapma gibi bir eylemleri yoktur. Ateşi fiziksel ve ruhsal olarak bir temizleyici saymışlardır. Hakanların yanına girmek isteyenleri iki ateş arasından geçirerek temizle ve kötü ruhları uzaklaştırdıklarını inanırlardı. Buna karşı çıkanları öldürdükleri bile görülmüş. Ateşin temizleme özelliği Türkler için çok önemli bir husus olarak görülmekte.
Bir çok doğa olayının ve doğada bulunan cismin iyesi olduğunu söylemiştik. Bunlar orman,dağ, ağaç, yağmur, yıldırım, taş vs gibi bir çok şeyin iyesi vardır. Bunlar arasında ileride okuyacağım Türklerde çok ayrı bir yere sahip olan taş iyeleridir. Türklerde Yada taşı adında yağmur yağdırdığına inandıkları bir taş kültü vardı. Bu o kadar önemli bir hale gelmiş ki mitolojik bir çok unsura sahip olmuş zaman içinde. Yada taşı hakkında sadece Türk kaynaklarında değil, komşu ve seyyahların anlatımında da var olduğu görülmektedir. Hatta bu taşın yağmur, kar yağdırdığı tasdik ediyorlar. Bu taşın nasıl ortaya çıktığı konusunda bir çok hikaye var. Bunun İslam öncesi varyantı ve İslam sonrası varyantı bulunmakta. Bizim kültürümüz için çok önemli bir cisim olan yada taşı zamanla unutulmuş.
Günümüzde bir çok eski Türk inancı ve kültür ögesi yaşamakta. Bunların bazıları İslam kültürü içine sokularak yaşatılmaya devam edilmiş. Bazıları da kültür ögesi olarak yaşamaktadır. Günümüzde bu inançları bağtıl olarak sayarak silmeye çalışılmaktadır. Bunlar bir din değil bir kültür ögesidir. Bundan dolayı korunması, kültür içindeki yerlerinin belirlenmesi gerekir. Kitapta iyeler, tösler, demonlar üzerine çok geniş bir araştırma mevcut. Türk mitolojisinde şimdiye kadar karşılaştığım bu konudaki tek kitap. Meraklı olanlar tavsiye ederim bu konuyu anlamak için.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder