19 Ekim 2015 Pazartesi

Nazi Döneminde Bilim




Ortaokul ve Lise yıllarında çok fazla belgesel izlerdim. O zamanlar tarihi belgeseller arsında 2.Dünya Savaşı ve Nazi Almanya'sının geliştirdiği teknolojiler bir hayli ilgimi çekmişti. Zaman için Nazi Almanya'sının bu gelişmeyi nasıl gerçekleştirdiğine dair merakım daha da arttı. Teknolojik, ideolojik, savaş taktikleri, askeri yapıları gibi merakımı çeken bir çok şeylerini araştırdım. Bu araştırma sonucunda her zaman aklımı kurcalayan bir soru kalmıştı geriye. Bu insanlar böyle bir gelişmişliğe ve uçuk savaş aletlerine nasıl yapıyorlardı? Şöyle bir bakarsanız o zaman yapılan araştırmalar ve üretilen teknolojiler bugün bir çok gelişmenin temelini atmıştır. Buna sonra değineceğim nasıl olduğuna dair. Okumaya başladığımdan bu yana Almanya'nın bu bilimsel ve teknolojik gelişmişliğe nasıl sahip olduğu sorusunun yanıtına hiç ulaşamadım. Bu kitabı bu sorunun yanıtını bulmak için ilk çıktığı gibi aldım. 

Bilim tarihine yada 2.Dünya tarihine bakıldığında bir çok bilim insanı Yahudi kökenlidir. Bununla ilgili belki günümüzde birçok kompo teorisi oluşturulsada o zaman ki daha basit bir nedene dayanıyordu. Alman enstitülerinde doğa bilimleri alanı artık belli bir seviyeye gelmiş ve kadrolar yerlemişti. Doğa bilimlerine aranan araştırmacı o kadar çok değildi. Fakat 1.Dünya Savaşında gelişen bazı yeni bilim dalları ortaya çıkmaya başlamıştı. Elektrokimya'nın ve kuramsal fiziği gelişimi ile bu bölümlere yeni araştırmacılara ihtiyacı artmaya başladı. Bu sebepten dolayı bu açık kadrolara genç Yahudiler yerleşti. Buralara yerleşen Yahudi bilim insanları sonuçta öyle başarılara imza attılar ki bilim ve dünya tarihi temelden değişti.

1927 Solvey Konferansı

Resimde bulunan bilim adamlarının çoğu Nobel Ödülü aldı. Resimde bulunan tek kadın olan Marie Curie iki defa farklı konulardan Nobel Ödülü aldı. Bu kadar başarılı bir bilim kadrosunu her ne sebeple olursa olsun kendi ülkenden uzaklaştırmak. Sonucunda da kendi ülkende bilimi öldürmek. Savaşın getirdiği sonuçları ve dünyaya iyi bir ders oldu. Ama halen bilimin bir ülke için ne kadar önemli olduğunu anlamayanlar var... 

Nazilerin Almanya'da güç edinmeye başlaması ile anti-semitik hareketleri daha belirgin hale geldi. Bunu durdurmak isteyen Planck Hitler ile bir konuşmasında bu bilim adamlarının önemini ve ellerinden gitmemesi gerektiğini belirttiğinde Hitler'in "o halde bizde bir kaç yıl bilimsiz yaparız" demesi aslında baştan herşeyin sonucunu belli etmiş. 

Tabi Nazilerin Alman devletini neden ele geçirdiği ile ilgili çok güzel bir tespitte fizikçi Leo Szilard söylemekte;

Almanların her zaman yararcı bir bakış açısını benimsediklerini dikkat etmişimdir. Sorarlar, "Pekala, diyelim ki buna karşı çıkacağım, bununla ne yararım dokunacak? Pek bir yararım olacağını sanmam, olsa olsa etki gücüm azalır. O halde niye karşı çıkayım?" Gördüğünüz gibi, işin vicdani, ahlaki yönü ya bütünüyle yoktu ya da çok zayıftı ve düşünülen tek şey eylemin pratik sonucu ne olurdu. İşte, bu temelde, 1931'de, Hitler'in iktidara Naziler güçlü oldukları için değil, hiçbir direnişin olmayacağını düşündüğüm için geleceği sonucuna varmıştım.

Gerçekten de bilim adamları kendilerini politikanın üstünde bir kavram olarak görerek, sadece bilim ile ilgilenmeleri gerektiğini düşünmüşler. Bu düşünceleri sonucunda çok az bilim insanı dışında baskılara dayanmayıp Almanya'dan diğer ülkelere göç ettiler. Göç ettikleri ülkelerin bilim ve teknolojilerinin gelişmesinde büyük katkı sağladılar. Buda 2.Dünya Savaşın da Almanların bilim karşısında ki yenilgilerinden biri oldu. 2. Dünya Savaşı başlamadan önce böyle bir bilimsel gelişmişlik ve disiplin çok az ülkede mevcuttu. Bu bilim adamları yeni gelişen bilim dallarındaki başarılarını ve doğa bilimlerindeki bilgilerini diğer ülkelere taşıyarak Almanya'yı bilim alanında sıfır noktasına kadar taşıdılar. Nazi hükümeti de bundan pek rahatsız olmadı. Hitler'in dediği gibi bilimsiz yaşayabileceklerini, enstitülere kendi görüşünden işe yaramayan adamları getirerek buraları ayakta tutabileceklerini düşündüler. Bunun yanında Naziler içinde teknoloji yatkını insanlar güç kazanmaya başladı. Bunlar yapılan araştırmaların savaş teknolojisine  katkılarını sorguluyor ve araştırmaların bu yöne yönlendiriyorlardı. Bilim insanlarının enstitülerden çekilmesi ile bu insanlara da gün doğmuş oldu.

Bugün ABD, Rusya, İngiltere gibi ülkelerin bilim ve teknoloji alanında bu kadar iyi olmalarının temeli, Almanya'dan bu ülkelere kaçan bilim adamlarının birlikte götürdükleri bilgi ve bilimsel tecrübeler olmuştur. Türkiye'nin bile Eğitim ve üniversite temellerini Almanya'dan gelen teknisyenler, bilim adamları, doktorlar vs atmışlardır. 


Kitap ne bir bilim kitabı nede bir politika kitabı. İkisinin karışımı bir kitap diyebiliriz. Bunun yanında bilim tarihide eklenebilir. Salt bilimsel bir kitap arayanlar için hayal kırıklığı olacaktır. O dönemi anlamak için güzel bir kitap. Merak edenlere tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...